-
1 tasarruf etmek
экономить, сберегатьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > tasarruf etmek
-
2 tasarruf etmek
v. save, save up -
3 tasarruf\ etmek
эконо́мить -
4 tasarruf etmek
гъэшъыпкъэн -
5 tasarruf etmek
to save, to economize -
6 tasarruf
tasarruf s\tasarruf etmek (Geld) sparenbir şeyden \tasarruf etmek an etw sparenenerjiden/masraftan \tasarruf etmek an Energie/Kosten sparen -
7 tasarruf
tasarruf Verfügungsgewalt f, Befugnis f; Wirtschaftlichkeit f, Ökonomie f; Ersparnisse pl, Spargelder n/pl;tasarruf hesabı Sparkonto n;tasarruf sahibi Sparer m, -in f;-i tasarruf etmek verfügen über A; nutznießen A; sparen A;-den tasarruf etmek sparen an D, einsparen A -
8 tasarruf
1) употребле́ние, испо́льзование, примене́ние; владе́ниеtasarruf ehliyeti — юр. правоспосо́бность, дееспосо́бность
2) бережли́вость, эконо́мность, эконо́мияzaman ve para tasarrufu — эконо́мия вре́мени и средств
3) сбереже́нияtasarruf bankası — сберега́тельный банк
tasarruf sandığı cüzdanı — сберега́тельная кни́жка
tasarruf etmek — а) владе́ть, облада́ть; б) сберега́ть, эконо́мить; в) разг. бере́чь что-л.
-
9 tasarruf
а1) владе́ниеtasarruf ehliyeti — юр. правоспосо́бность, дееспосо́бность
tahtı tasarrufunda bulunmak — находи́ться во владе́нии (в распоряже́нии) кого
2) бережли́вость, эконо́мность, эконо́мияtasarrufa riayet etmek — соблюда́ть эконо́мию
3) сбереже́нияtasarruf sandığı — сберега́тельная ка́сса
-
10 tasarruf
"1. law disposal, disposition; administration, management; possession. 2. conservation, careful use of (a resource); saving (money); thrift, economy. 3. savings, money saved. -unda/-u altında /ın/ in the possession of; at the disposal of; at the disposition of: Daire kiracının tasarrufundadır. The apartment is in the possession of the tenant. - bankası savings bank. - bonosu a kind of savings bond (formerly issued by the Turkish government). - etmek 1. to save, save money, save up; to economize; to practice conservation. 2. /dan/ to save on, economize on, save. 3. /a or ı/ to have the use of; to have (something) in one´s possession. - faktörü banking accumulation factor. - hesabı banking savings account. - mevduatı banking savings deposit." -
11 экономить
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > экономить
-
12 پس انداز كردن
tasarruf etmek, para biriktirmek -
13 экономить
idareli kullanmak; tasarruf etmek* * *несов.; сов. - сэконо́мить1) tutumlu / idareli kullanmak; tasarruf etmekэконо́мить де́ньги — parayı tutumlu harcamak, parayı idare etmek
призы́вы эконо́мить электроэне́ргию — enerji tasarrufu çağrıları
сэконо́млено на миллио́н рубле́й валю́ты — bir milyon rublelik döviz tasarrufu sağlandı
2) tasarruf etmek, artırmakэконо́мить на еде́ / пита́нии — boğazından artırmak
эконо́мить на сырье́ — hammaddeden tasarruf etmek
-
14 sparen
sparen ['ʃpa:rən]I vt biriktirmekII vi1) ( Geld) tasarruf etmek, artırmak2) ( zurückhalten) kaçınmak (an/mit -den/-den), tasarruf etmek (an/mit -den/-den);Energie \sparen enerjiden tasarruf etmek -
15 сберегать
несов.; сов. - сбере́чь1) врз korumak; saklamak; ayakta tutmakсберега́ть здоро́вье — sağlığını korumak
сберега́ть проду́кты от по́рчи — besin maddelerini bozulmaktan korumak
сбереги́ э́ту кни́гу — bu kitabı sakla
2) tasarruf etmek; artırmakэ́то позволя́ет сберега́ть вре́мя — bu, vakitten tasarruf olanağı sağlar
на э́том мно́гого не сбережёшь — bundan fazla bir şey artmaz
-
16 გაზოგვა
f.biriktirmek, tasarruf etmeki.tasarruf -
17 bestimmen
bestimmen*I vidu hast hier nichts zu \bestimmen burada senin sözün geçmezII vt1) ( Termin) belirlemek, tayin etmek2) ( Preis) biçmek3) ( ernennen) atamak, tayin etmek5) ( ausersehen) öngörmek (für/zu için/için);wir sind füreinander bestimmt kader bizi birbirimiz için öngörmüş, biz birbirimiz için yaratılmışız -
18 verfügen
verfügen <o -ge-, h>1. v/t emretmek, karara bağlamak;testamentarisch verfügen vasiyet etmek2. v/i: verfügen über (A) -e tasarruf etmek; (haben) elinde bulundurmak; jemanden b-ni istediği gibi kullanmak -
19 беречь
saklamak; korumak; idareli harcamak* * *1) saklamakбере́чь что-л. как па́мять — hatıra olarak saklamak
2) korumakбере́чь от сы́рости — rutubetten korumak
3) ( экономить) idareli harcamakбере́чь вре́мя — vaktini boşuna harcamamak, vakitten tasarruf etmek
4) (iyi) bakmakбере́чь себя́ / своё здоро́вье — kendine / sıhhatine iyi bakmak
бере́ги́ сы́на — oğluna iyi bak
-
20 выгадывать
kazanmak; tasarrufetmek,artırmak* * *несов.; сов. - вы́гадатьkazanmak; tasarruf etmek; artırmakвы вы́гадали — kârlı çıktınız
тем са́мым ты вы́гадаешь сто рубле́й — böylece yüz ruble artırmış olursun
См. также в других словарях:
tasarruf etmek — 1) bir malın sahibi olmak, onu istediği gibi kullanmak 2) bir şeyi dikkatli ve idareli kullanmak 3) para biriktirmek Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasarruf — is., Ar. taṣarruf 1) Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım Vücudum artık irademin tasarrufundan çıkmıştı. R. N. Güntekin 2) ekon. Tutum 3) ekon. Para biriktirme, artırım Birleşik Sözler tasarruf bonosu zorunlu tasarruf Atasözü, Deyim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TASARRUF — İdare ile kullanmak. Sarfetmek. Tutum. Sâhib olmak. İdare etmek. Sâhiblik. Kullanma hakkı. * (Para veya mal) artırma. * Bir şeye karışıp müdahale etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
iktisat etmek (veya yapmak) — para artırmak, tutumlu davranmak, tasarruf etmek Biraz iktisat yapmaya mecburum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
demetlemek — tasarruf etmek, kontrol etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
tawmak — tasarruf etmek, I, 519 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
artırmak — i 1) Artmasını sağlamak, çoğaltmak 2) Bir malı başka alıcıların verdiği fiyattan daha yüksek bir fiyatla almak istemek 3) Tutumlu davranıp biriktirmek, tasarruf etmek 4) mec. Herhangi bir davranışta ileri gitmek Sen edepsizliği adamakıllı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
biriktirmek — i 1) Toplayıp yığmak 2) Bir şeyi ölçülü kullanarak artırmak, tasarruf etmek Zehra aldığı bütün paraları biriktiren, iyi kalpli, sessiz bir kızdı. S. F. Abasıyanık 3) Öğrenme, yarar sağlama vb. sebeplerle bazı nesneleri bir araya getirmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gırtlağından kesmek — herhangi bir amaç için yiyeceğinden kısıntı yapmak, boğazından kesmek, tasarruf etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜLK — Mal. Yer. Bina. * Hüküm ile bir şeyin zabt ve tasarrufu. * İzzet, azamet, şevket. * Bir şeyin dış yüzü. * İnsanın sahip ve malik olduğu şey. * Akıl sahiplerini tasarruf etmek. * Mâlik olmak.(Her şeyin bir mülk, diğeri melekut, yâni bir dış,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük